LEED ve BREEAM Sertifikaları ile Konutların Değeri Nasıl Artıyor?

2 dakikalık okuma

Günümüzde gayrimenkul yatırımı artık yalnızca konum, manzara veya metrekare üzerinden değerlendirilmekle kalmıyor. Enerji verimliliği, çevresel sürdürülebilirlik ve yaşam kalitesi gibi faktörler de alıcıların ve yatırımcıların kararlarını ciddi şekilde etkiliyor. Bu noktada öne çıkan iki önemli standart: LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) ve BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method) sertifikaları.

Peki bu sertifikalar ne anlama geliyor ve neden konutların değerini artırıyor?

LEED ve BREEAM Nedir?

LEED Sertifikası (ABD Merkezli)

LEED, Amerika Birleşik Devletleri Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilen bir sertifikasyon sistemidir. Enerji tasarrufu, su verimliliği, CO₂ emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir malzeme kullanımı gibi birçok kriteri değerlendirir.

BREEAM Sertifikası (İngiltere Merkezli)

BREEAM, dünyanın en eski çevresel bina değerlendirme sistemidir. Yapıların planlama, inşaat ve işletme süreçlerinde çevresel performanslarını puanlayan bir sistemdir.

Her iki sertifika da farklı bölgelerde öne çıksa da, her ikisi de binaların sürdürülebilirlik derecesini belgeleyen güvenilir referanslardır.

Konut Değerini Artıran 6 Etken

  1. Daha Düşük Enerji ve İşletme Maliyeti: LEED/BREEAM sertifikalı binalarda kullanılan yalıtım malzemeleri, akıllı iklimlendirme sistemleri ve enerji tasarruflu aydınlatmalar, enerji faturalarını ciddi şekilde düşürür. Bu da hem alıcıların ilgisini artırır hem de kira değerini yükseltir.
  2. Yüksek Pazar Talebi: Sürdürülebilirlik, özellikle genç nesil ve bilinçli yatırımcılar için artık bir öncelik. LEED veya BREEAM belgeli konutlar, daha hızlı alıcı bulur ve pazarda daha fazla dikkat çeker. 2025 itibarıyla Türkiye’de sürdürülebilirlik sertifikalı konutlara olan talep, geleneksel projelere kıyasla %30 artış göstermiştir.
  3. Daha Yüksek Kira Getirisi: Yapılan araştırmalar, LEED sertifikalı binaların benzerlerine göre %8 ila %12 oranında daha yüksek kiralama geliri sağladığını ortaya koyuyor. Kurumsal kiracılar ve üst segment kullanıcılar bu tür yapılarda yaşamayı tercih ediyor.
  4. Yasal Teşvikler ve Vergi Avantajları: Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de sürdürülebilir projelere özel teşvikler veriliyor. Özellikle enerji verimliliği yüksek binalar, EKB (Enerji Kimlik Belgesi) sınıflandırmasında avantaj sağlıyor. Bu da tapuda değer artışı anlamına geliyor.
  5. Geleceğe Yatırım: ESG Uyumlu Portföy: Yatırım fonları ve büyük kurumsal alıcılar artık portföylerini ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerine uygun hale getiriyor. LEED/BREEAM sertifikalı projeler, bu grupların alım listelerinde üst sıralarda yer alıyor.
  6. Yüksek İkinci El Satış Değeri: Sertifikalı binaların ikinci el değer artışı, klasik projelere göre daha istikrarlı ve hızlıdır. Satın alan kişi, sürdürülebilir özellikleri sayesinde gelecekte de yüksek talep görecek bir konuta sahip olur.

Türkiye’den Örnekler

Sonuç

LEED ve BREEAM gibi yeşil bina sertifikaları, sadece çevresel duyarlılığı belgelemekle kalmaz; aynı zamanda yatırımın uzun vadeli değerini garanti altına alır. 2025 yılı itibarıyla konut alırken ya da gayrimenkul geliştirirken bu sertifikalara sahip projelere yönelmek, hem çevreye katkı sağlar hem de ekonomik olarak kazandırır.

Etiketler: sürdürülebilirlik, enerji verimliliği